Treni vjen, ndjehet i mirëpritur, por nuk vjen kurrë bosh

Türkiye’nin modernleşme sürecine demiryollarının etkisini ve katkısını kim inkar edebilir ki. Yazar-şair Mehmet Aycı, Sonrası Şimendifer adlı deneme kitabında demiryolları kültürünü anlatıyor.

Serkisof Ahbabım Olur’dan sonra yeni bir kitapla demiryolu edebiyatına renk getirdin. Sonrası Şimendifer yine demiryolu kültürüyle ilgili denemelerden oluşuyor. Serkisof Ahbabım Olur yeterli değil miydi?

Türkiye’de demiryolunun anlam alanı öyle birkaç kitapla doldurulacak gibi değil. Oldukça mümbit. Toplumsal olarak da bireysel olarak da bereketli bir konu demiryolları… Okur-yazar milletinin istese bile duyarsız kalamayacağı bir alan. Bu nedenle olan oldu; bizim sağda solda yayımlanan demiryoluna/trenlere/demiryolculara dair denemelerimiz şair Ünsal Ünlü’nün himmetiyle kitaplaştı.

-Gelecek mi devamı?

Elbette. Bunun biraz gündüz yaptığımız işin gece gördüğümüz düşü belirlemesi gibi bir etkisi var. Biliyorsun demiryolculuğumuz meslekten.

-Kitapta az bilinen hususlarada değinen denemeler var. Kestane fişeği, demiryoluna zarar verenlerin idam ve kürek cezasıyla cezalandırılması gibi… Başka bilinmeyenleri de var mı demiryolunun…

Türkiye’de demiryolu başka ülkelerde olmadığı kadar millete mal olmuş… Aileden biri gibi… Çoğumuz demiryolu tarihinin tavan aralarını, çekmecelerini karıştırırken eski evimizin gizli saklı yerlerinde, biraz hüzünle, biraz ürpermeyle, ama tanıdık bir hüzünle bir şeyler arar ve buluruz… Demiryolunu ıskalayan, umursamayan bir toplum yalnızlaşır aynı zamanda. Bir nevi yalnızlık ilacı demiryolları, trenler… Her ne kadar Yüksek Hızlı Tren devri başlasa, hız tanımlayıcı ve belirleyici olsa da durum aynı… Kestane fişeğinin artık kullanılmaması, demiryoluna zarar verenleri idam eden yasanın birkaç yıl önce kalkması gibi ayrıntılar devede kulak demiryolu bahsinde…

Orhan Pamuk’un trenlerinden ne farkı var

-Beril Işık’ın bir incelemesi yayınlandı; “Karanlıktan Aydınlığa İktidar/Orhan Pamuk Romanlarında Demiryolu” Romancımız bir iktidar aracı olarak demiryolunu daha eril bir dille işliyor romanlarında. Senin kitabında daha anaç, daha dişil duruyor tren.

Orhan Pamuk’un imalarında ve göndermelerinde elbette haklılık payı var. Türk modernleşmesi biraz da demiryolları üzerinden yürüyen bir süreç… Ne bileyim, ulaşılmayan yere ulaşacaksın, onları piyanoyla, gazinoyla, gazeteyle, sinemayla, kitapla, bahçe düzenlemesiyle, kadın erkek ilişkisinde açıklıkla, baloyla, istasyon caddesi ve meydanıyla, serbest salınıp gezme ve gece hayatıyla, sağlık taramasıyla, sıcak su şebekesiyle, bahçe düzenlemesiyle tanıştıracaksın… Bunda buyuran taraf, hissettirmeden buyurun taraf “devlet” ve “demiryolları”… Ancak halkımız o kadar alışmış ki trene… Yoksa adına türküler yakmaz, ninniler maniler söylemezdi. Tek başına garların anaçlığı ve posta trenlerinden yüksek hızlı trene vagonların anaçlığı bu eril tarafı iyice yumuşatmış.

Bëhu i pari që komenton

lini një përgjigje

Adresa juaj e emailit nuk do të publikohet.


*