İstanbul Ulaşım Genel Müdürü Ömer Yıldız, Marmaray Projesinin raylı sistemlere İstanbul’da 10 noktada entegre olacağını söyledi.
Karabük Üniversitesi tarafından düzenlenen I.Uluslararası Raylı Sistemler Mühendisliği Çalıştayı’na konuşmacı olarak katılan İstanbul Ulaşım Genel Müdürü Ömer Yıldız, Kent İçi Ulaşımda Raylı sistemler ve İstanbul Örneği adlı bir sunum yaptı. Yıldız, İstanbul ulaşım verileri ve organizasyonları, İstanbul’daki mevcut raylı sistem, kısa orta ve uzun vadeli projelerinden İstanbul ulaşımının kuruluşu, işletme yapısı, faaliyetleri, araç filosu, atölyeler, AR-GE, yerlileştirme faaliyetlerinden bahsetti. 2023’te 640 kilometrelik raylı sistem hattının tamamlanmasının planlandığını anlatan Yıldız, Marmaray Projesi raylı sistemlere İstanbul’da 10 noktada entegre olacak. 2014 yılında karayolu ulaşımı kullanımı yüzde 66’ya inerken raylı sistemlerin kullanımı yüzde 34’e çıkacaktır. 2018’e kadar olan bu büyümenin 318 kilometreye ulaşması planlanıyor. Yerli tramvay aracı projesi İstanbul Ulaşım tarafından tasarlanan 18 yeni tramvay aracının 2013 sonuna kadar seri üretimi tamamlanacak. Elektrik kullanımında İstanbul’da İSKİ’den sonra ikinci sıradayız. Akademik eğitim faaliyetlerimizde Karabük Üniversitesi ile Raylı Sistemler sertifika programı yapmayı istiyoruz” dedi.
TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri Avcı da, Geçmişten Günümüze Lokomotif Üretimi Sanayii adlı sunum yaparken, ilk Türk otomobili olan Devrim’in kendi fabrikalarında yapıldığını ve halen çalışır vaziyette olduğunu söyledi.
Fabrikalarında dizel motorlar, bojiler ve cer motorları ürettiklerini anlatan Avcı, şöyle konuştu: “100 yıllık bir şirket olup hem üretim yapan hem de sertifika veren ülkemizde ilk ve tek şirketiz. Kaynak eğitiminde ise dünya ile yarışmaktayız. TÜLOMSAŞ 6 ana ürün konseptine uygun olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. 700 civarında vagon ürettik ve üretilen ilk lokomotifimiz Berlin’de uluslararası bir fuarda sergilendi. Tramvay modernizasyonunda Almanya’dan da görüş alındı ve 2002 yılına kadar 5 ülke ile sınırlı olan ilişkilerimiz 2012 yılında 20 ülkede 35 projeye çıkmıştır. Bugün itibariyle 15 ürünle dünya piyasasındayız. Bizim vizyonumuz dünya ile ve 2023’e kadar olan projelerimiz şimdiden planlanmaktadır”.
Avcı, öğrencilere seslenerek “tüm raylı sistem okuyan öğrencilerin stajlarını yaptırmak için şirketimizle yanınızdayız” diye konuştu.
KARDEMİR A.Ş. Genel Müdürü Fadıl Demirel de, KARDEMİR ve Ray Üretimi adlı sunum yaptı. Demirel, KARDEMİR’in ray üretiminde küresel oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek şunları söyledi:
“Bundan önce katıldığım seminerlerde yapılacak olan projelerden bahsedilirken şu an katıldığım seminerde herkes yaptığı projelerden bahsediyor bu Türkiye için bir onur verici kazançtır. 2011’de dünyada 10. sıradayken bu sene 8. sıradayız ve Türkiye, Avrupa’da 2. büyük üreticidir. 2011 yılında yüzde 17 büyümeyle ham çelik üretiminde en yüksek büyüme hızına sahibiz. Türkiye 2002’de ham çelik üretiminde 16 bin ton iken 2012 yılında 32 bin ton üretimine sahip olmuştur. KARDEMİR hem ülkemizin tüm ray üretimini karşılayabilen hem de ihracat yapan tek ray üreticisi konumundadır aynı zamanda birçok ülkede de tek fabrika konumundayız ve uzun mamül de cevhere dayalı ülkemizde tek fabrikadır. Raylı sistemlerde üretim merkezi olmak istiyoruz. Ray üretiminin yanında da vagon ve tekerlek üretiminde de söz sahibi olmak istiyoruz. KARDEMİR ray üretimde küresel oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.”
OSTİM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan, otomotiv pazarının yabancı firmalar tarafından paylaşıldığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk Otomotiv Endüstrisinde Türkiye’nin yerli markası yoktur. Ürünler Güç Paketi yüzde 80 dışarıdan ihraç etmektedir. Otomotiv pazarı yabancı firmalar tarafından paylaşılmıştır. 324 adetlik Ankara metro araçları ihalesinde yüzde 51 yerli katkı payı şartı getirilmiştir. AB, ABD ve dünya ancak yüzde 50 yerli katkı oranı ile (OFFSET) yabancılara üretim izni vermektedir. RTE Tramvay üretiminde ilk öncü firma ve destek firmadır. Yerli üretim olduğu zaman yenilikleri görerek istenildiği zaman uygulanabilmektedir fakat yabancı üretimde aldığınızda ürünü o şekilde kalır ve ilerletemezsiniz, yeniliklere ayak uydurulamaz. Bu sektörde çalışan firmalar 2013-2014-2015 ve sonrasında ihtiyaçlar için bu firmalar ile işbirliği içinde olunmalı ve desteklenmelidir.”
Kaynak : HaberCity.net
Bëhu i pari që komenton