Njësia e Informacionit të Industrisë Hekurudhore Turke

Linja e Komunikimit TCDD
Linja e Komunikimit TCDD

Türk demiryolu sanayisinin bilgi birimi :Yıllık kurulu 1500 adet vagon üretim kapasitesi, 7500 adet vagon onarım kapasitesi olan ve 2013 yılında 176 milyon TL satış hasılatı ile Türkiyenin sayılı sanayi kuruluşları arasında yer alan TÜDEMSAŞın Genel Müdürü Yıldıray Koçarslan ile son dönemde ülkemizde yaşanan sektörel gelişmeleri, yatırımlarını, gelecek beklentilerini ve demiryolu sanayisini konuştuk.

TCDD’nin kullandığı buharlı lokomotif ve yük vagonlarının onarımlarını yapmak amacıyla, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas’ta 1939 yılında “Sivas Cer Atölyesi” adıyla kurulan ve sektörde birçok ilkin altında imzası bulunan Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayii A.Ş.(TÜDEMSAŞ), geçmişten günümüze süre gelen bilgi birikimi ve ileri teknolojisi sayesinde yük vagonlarının üretimi, bakım ve onarımlarının yapılması noktasında sektörün yükünü taşımaya devam ediyor. TÜDEMSAŞ Genel Müdürü Yıldıray Koçarslan ile gerçekleştirdiğimiz özel söyleşide Koçarslan, hem sektörü değerlendirdi hem de TÜDEMSAŞ’ın sektöre yaptığı katkılar hakkında bilgi verdi.
Türkiyenin ulaştırma geçmişine bakarak değerlendirdiğinizde demiryolu taşımacılığı ve raylı sistemler özelinde ülkemiz nasıl bir yıl geçirdi? Size göre 2013 yılında hayata geçirilen en önemli proje neydi?

1950’li yıllardan bu tarafa ihmal edilen hatta yok sayılan demiryolları, 2003 yılından sonra farklı bir anlayışla yeniden ele alınarak, öncelikli sektör olarak belirlenmiş ve son 11 yılda çok ciddi yatırımlar yapılıp, büyük projeler ortaya konmuştur. Bu projelerin en önemlisi kuşkusuz ki asrın projesi olarak da nitelendirilen “Marmaray”dır. 153 yıllık bir rüya olan ve dünyanın en büyük ve en prestijli projeleri arasında gösterilen Marmaray bize göre; teknolojik alt yapısı, ekonomik büyüklüğü, demiryolu ulaşımına kazandıracağı ivme nedeniyle ülkemiz açısından bir yüz akıdır.

Türkiye’nin denizaltından ilk tüp geçit projesi olması sebebiyle de ayrı bir öneme sahiptir.

2013 yılına ait üzerinde durulması gereken önemli bir gelişme de “Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Kanunu”dur. 1 Mayıs 2013 tarih ve 28634 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren bu kanun, ülkemiz demiryolu ulaştırmasının gelişerek büyümesi açısından çok önemli bir adımdır. Bu yasa ile yeni oyuncuların sektöre girmesine ve demiryolu taşımacılığında adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamının oluşmasına imkân tanınmaktadır. Bu yasanın tam anlamıyla hayata geçirilmesi ülkemizin önümüzdeki yıllarda küresel demiryolu pastasından daha fazla pay almasını sağlayacaktır.

Eylül ayında yapılan “11.Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası” da 2013 yılına ait özel olarak değerlendirilmesi gereken bir gelişmedir. Demiryolu sektörünü de içine alan şura, belirlenen orta ve uzun vadeli hedefler açısından önemli bir role sahiptir. Demiryolu başta olmak üzere karayolu, denizcilik, havacılık ve haberleşme sektörlerinde yaşanan mevcut sorun ve darboğazların ele alındığı, 2023 ve 2035 yıllarına dönük hedeflerinin, uygulanacak politikaların ve sektörlerdeki geleceğe yönelik öngörülerin görüşüldüğü önemli bir platformdur.
TÜDEMSAŞ özelinde bakacak olursak 2013 yılı nasıl geçti? Hangi projeler hayata geçirildi?

Yük vagonlarının üretimi, bakım-onarım ve revizyonlarını yapma noktasında Türkiye’deki en büyük sanayi kuruluşu olan Şirketimizin 2013 yılı oldukça verimli ve yoğun geçti. Bir yandan üretim kapasitemizi artırıp sektörün artan ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, bir yandan da Şirketimizi yarınlara hazırlamak adına fiziki ve teknolojik alt yapı yatırımlarımızı tamamlama gayreti içerisindeydik. Bunlardan kısaca bahsedecek olursak; 2013 yılında vagon üretim ve onarım kapasitemizi daha fazla kullanılabilmek amacıyla üretim programımızı bir önceki yıla göre yüzde 32,5 oranında artırmıştık. Bu hedef, tüm personelimizin özverili çalışmaları sayesinde yüzde 100 oranında gerçekleştirilerek ciddi bir başarıya imza atılmıştır. Taşımacılık sektörünün öncü kuruluşlarından REYSAŞ Lojistik ile şirketimiz arasında 60 vagonluk bir anlaşma imzalanmış ve bu vagonların tamamı üretilerek Ekim 2013de firmaya teslim edilmiştir. Şirketimizin azalan iş gücü ihtiyacını gidermek amacıyla 1996 yılından bu tarafa ilk defa 105 sanatkar işçi alınarak önemli bir iş gücü açığımız giderilmiştir. Kaynak Teknolojileri Eğitim Merkezimiz tamamlanarak, Haziran 2013 itibariyle hizmete açılmıştır. Bölgemiz açısından bir ilk olan bu merkezde, Şirketimiz ve özel sektör bünyesinde çalışan kaynakçıların eğitilmesi amaçlanmıştır. İlk planda kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde, şirketimizde yeni işe başlayan ve hali hazırda çalışan 200 kaynakçının eğitimleri verilerek büyük bir kalifiye eleman açığı giderilmiştir.

Türkiyede bir ilk olan Vagon Onarım Fabrikası Robotlu Kumlama Tesisi tamamlanmış, deneme ve test işlemleri devam etmektedir. Bu tesiste; şirketimize bakım, onarım ve revizyonları yapılmak üzere gelen tüm yük vagonları insan faktörü olmadan robotlar yardımıyla kumlanacaktır. Kalite kontrol laboratuarlarımız, değişen ve gelişen teknolojiye uygun olarak yeniden düzenlenmiş, gerekli teknolojik dönüşüm sağlanarak Mekanik ve Kimya Laboratuarları ile Kalibrasyon Ünitesi bir araya toplanıp, modern bir yapıya kavuşturulmuştur. Malzeme stok sahalarımız ve ambarlarımız, artan üretimimize paralel olarak ihtiyaçlarımız doğrultusunda modernize edilmiş, kapalı stok alanlarımız yüzde 100 oranında artırılarak, ambarlarımız modern raf sistemleri ile donatılmıştır. Her geçen gün bir önceki günden daha iyi olma düşüncesiyle sürekli kendini geliştirme çabasında olan Şirketimiz, yeni yatırımlarla alt yapısını daha da güçlendirirken, bölgesindeki en donanımlı şirketlerden biri olma özelliğini de korumaktadır.

2014 yılı için gündeminizde ne gibi çalışmalar var? Yakın dönem projelerinizden bahseder misiniz?

2014 yılı için üretim hedefimizi; vagon üretiminde 2013 yılına göre yüzde 59 artırarak 1002 adet vagona, vagon onarımında ise yüzde 7,5 artırarak 3205 adet vagona çıkarmış bulunmaktayız. Bu sayıların 2015 yılında; vagon üretiminde 1500 adet, vagon onarımında ise 3010 adet olmasını öngörmekteyiz.

Şirketimiz uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği, Kalite, Çevre ve Enerji Yönetim Sistemi sertifikaları ile sektörün gerektirdiği demiryollarına özel sertifikalara sahip, UIC standartlarında yük vagonu üretebilen bir sanayi kuruluştur.
Ancak ülkemiz, uluslararası bir kuruluş olan OTIF’e (Demiryolu ile Uluslararası Taşıma için Hükümetler Arası Organizasyon) üyedir. OTIF tarafından yayınlanan Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşmeye (COTIF) taraf olmuş ve kabul edilen COTIF in şartlarını 01.07.2006 tarihinden itibaren uluslararası trafikte uygulama zorunluluğu doğmuştur.

Bu teknik yaklaşım gereği tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarından istenen “ECM Bakım Yönetim Sistemi” kapsamında “Bakım Temini Fonksiyonu Sertifikasyonu” çalışmasına Şirketimizde başlanmış olup, Mayıs 2014 itibariyle bu çalışmanın tamamlanması planlanmaktadır.

Yeni üretilen vagonların Avrupa Birliği ülkelerinde rahat çalışabilmesi ve Avrupaya ihracaat yapabilmek için ihtiyaç duyulan “Karşılıklı İşletilebilirlik Teknik Şartları(TSI)” sertifikasyon çalışmalarına başlanmış olup Ağustos 2014 itibariyle tamamlamayı hedeflemekteyiz. Sgss tipi Konteyner Taşıma Vagonu için başlattığımız bu süreci değişik tipteki tüm vagonlar için de tamamlamayı planlıyoruz.

Demiryolu araçları ve alt bileşenlerinin üretiminde, imalatçının uluslararası pazardaki vizesi niteliğinde olan “TS EN 15085-2 Demiryolu Araçları ve Bileşenlerinin Kaynağı Standardı” belgesini boji üretimi için almış olmakla birlikte, bu belgeyi üretimini ve onarımını yaptığımız tüm ürünlerde yaygınlaştırmayı hedeflemekteyiz.

Ülkemizde demiryolu ulaştırmasında yaşanan hareketlenmeye paralel olarak özel sektörün ihtiyaçlarını karşılamak, iç piyasaya daha fazla üretim yapabilmek ve alternatif pazarlar oluşturarak yurt dışına da ihracat yapabilmek amacıyla değişik çalışmalar yapıp, farklı iş birliklerini araştırıyoruz. Bu çerçevede ana tedarikçisi olduğumuz TCDD Genel Müdürlüğü haricinde demiryolu taşımacılığı yapan özel sektör firmaları ile de teklif aşamasında görüşmelerimiz devam etmektedir.

Bilindiği üzere ülkemizin “2023 Türkiye Vizyonu” var ve her sektör bu vizyona göre kendisine bir strateji belirlemiş durumda. Ana kuruluşunuz TCDD üzerinden değerlendirecek olursak 2023 vizyonunda size dair neler var ve bu hedefe ulaşmak için hangi adımları atıyorsunuz?

Modernleşmenin göstergelerinden biri olarak kabul edilen demiryollarına gelişmiş ülkelerde büyük önem verilmiş, çevresel etkiler ve ekonomik sebeplerden dolayı taşımacılığın, karayolundan diğer ulaştırma türlerine doğru yaygınlaştırılarak dengeli bir yapı kurulması hedeflenmiştir. Bu dengeyi kurmak adına yapılan çalışmalarda, özellikle yük taşımacılığında demiryolları öncelikli sektör olarak ele alınmıştır. Bu anlayışın son dönemlerde ön plana çıkarıldığı ülkemizde, ortaya konan büyük projeler ve yapılan çalışmalarda elde edilen başarılar bizleri daha büyük hedefleri doğru yönlendirmektedir. 2023 yılı için TCDD’nin ortaya koyduğu bu büyük hedeflerden bazılarını sıralayacak olursak; demiryolu çeken-çekilen araç filosunu geliştirmek, çeken ve çekilen araçların üretim ve bakımlarında özel sektör payını artırmak, demiryolu işletmeciliğinde özel sektör payını yüzde 50’ye çıkartmak, taşımacılıkta demiryollarının payını yolcu taşımalarında yüzde 10 ve yük taşımalarında yüzde 15’e çıkarmak.
Bu hedefler, bizlere büyük sorumluluklar yüklemektedir. Bunların gerçekleştirilmesi ülkemiz demiryolu sanayisi açısından son derece önemlidir. Yapılan kanuni düzenlemeler ve yapısal değişikliklerle birlikte sektörde sağlanacak genişleme sonucu, kamunun yanında irili ufaklı birçok özel firma da sektörün içine çekilerek, demiryolu sanayimizin hızla gelişerek büyümesi sağlanmış olacaktır.

TÜDEMSAŞ olarak bu hedefler çerçevesinde yaptığımız çalışmalardan bahsedecek olursak; ürettiğimiz yük vagonlarına ait alt bileşenlerinin bir kısmı şirketimizde üretirken, büyük bir kısmını da demiryolu yan sanayisinin oluşturulması ve geliştirilmesi anlamında iç piyasadan temin ediyoruz. Bunu yaparken uzun yıllara dayalı bilgi birikimimizi ve iş tecrübemizi özel sektördeki paydaşlarımıza aktarıyor, karşılıklı ilişkiler geliştirerek, süreklilik arz eden bir ekosistem oluşturmaya çalışıyoruz.

Bu sayede demiryolu sektörünün gelişimine katkı sağlarken, bu paydaşlar üzerinden bölgemize yeni yatırımları çekip, ortaya çıkan irili ufaklı yeni firmalarla birlikte bölgemizi yük vagonu üretiminde bir merkez haline getirmeye çalışıyoruz.

Bölgemiz başta olmak üzere, ülke genelinde büyüyerek gelişecek olan demiryolu sanayisi ve yan sanayi içerisinde yer alan paydaşlarımızı zamanla çoğaltarak, çeken ve çekilen araçların üretimi ve bakım-onarımlarının yapılmasında özel sektör payını her geçen gün artırmayı hedefliyoruz.

Ülkemiz demiryolu ağında çalışan yük araçlarının standartlarının düşüklüğünü bilerek, ülkemizi de içine alan küresel gelişmeleri değerlendiriyor ve sektörde oluşacak yük vagonu açığına cevap verebilmek adına, sektörün değişen ve gelişen ihtiyaçları çerçevesinde yeni ve teknolojik vagonların üretilmesine öncelik veriyoruz.

Demiryolu sektörünün gelişmesi ve büyümesine katkı sağladığını düşündüğümüz tüm çalışmalarımızın ve belirlediğimiz stratejilerin temel hedefi, ülkemiz demiryolu sanayisinin geliştirilmesi ve zaman içerisinde küresel demiryolu sektörü içinde ana aktörlerden biri olarak dünya üzerinde etkinliğimizin artırılmasıdır. Bu sayede bölgemiz başta olmak üzere, ülkemiz insanına yeni istihdam alanların oluşturulması ve yeni iş imkânları sağlanması önceliğimizdir.

Demiryollarında üretilen yük vagonlarında yerlilik oranı nedir? Büyük projelerin altına yerli iş gücü ve yüzde yüz yerli malzemeyle imza atılacağı günler yakın mı?

Türkiye´de demiryolu ulaştırması açısından son yıllarda ortaya konan büyük projeler (Marmaray, Kars-Bakü-Tiflis Demiryolu Hattı, Yüksek Hızlı Tren Hatlar vs.) ve gelecek hedefleri değerlendirildiğinde, ülkemizi de içine alan bu bölgede Türk Demiryolu Sanayisi açısından büyük üretim fırsatları bulunmaktadır. Ülkemizde büyüyen demiryolu sektörünün, dışa bağımlı olmaktan kurtarılması ve yerli katkı oranlarının artırılması çok önemlidir.

TÜDEMSAŞ olarak ürettiğimiz vagonlarda yüzde 85 oranında yerli malzeme kullanıyoruz. Bu malzemeleri döküm parçalar, dövme parçalar ve çelik konstrüksiyon parçalar olarak sınıflandırabiliriz. Ayrıca talaşlı imalat yöntemiyle üretilip, ısıl işlem gerektiren birçok parçayı da yine iç piyasadan temin ediyoruz. Bu malzemeleri bize temin eden tedarikçilerimizi yerli ürünlere yönlendirmek için ihalelerimizde özellikle Yerli Malı Belgesi istiyoruz. Ancak, tekerlek takımı, fren sistemi (valfler, regülatörler vb.) ve boru bağlantı parçaları gibi vagonun yüzde 15’ini oluşturan diğer parçaları ise yurt dışından temin etmekteyiz. Bu ürünlerin ülkemizde üretilmemesi bizi yurt dışına yönlendirmektedir.

Ülkemiz bugün, yerli iş gücü ve malzeme, yüzde 100 yerli sermaye ile büyük projeler ortaya koyabilen dünyanın sayılı ekonomileri arasına girmiştir. Savunma sanayisi alanında ortaya konan mili savaş gemisi MİLGEM, milli tankımız ALTAY ve milli savaş helikopterimiz ATAK’ı buna örnek verebiliriz.

Bu çalışmaların demiryolu sektörü açısından örneği ise 17 Aralık 2013’te Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanımız Sayın Binali Yıldırım tarafından tanıtımı yapılan “Milli Tren Projesidir. Bu proje; Yüksek hızlı tren seti, yeni nesil dizel tren seti (DMU), yeni nesil elektrikli tren seti (EMU) ve yeni nesil yük vagonlarını kapsamaktadır. Bu proje ile ülkemiz önümüzdeki yıllarda, demiryolu teknolojisini üreten ve ihtiyacı olan ülkelere de ihraç eden bir ülke durumuna gelecektir. Bu projede ülkemizin seçkin üniversiteleri, sanayi kuruluşları, TUBİTAK, ASELSAN gibi Ar-Ge konusunda tecrübeli kuruluşlar ve değişik paydaşlar vardır. Bu projenin bizim açımızdan özel bir tarafı da proje içerisinde yer alan “Yeni Nesil Milli Yük Vagonu” proje yürütücüsünün Şirketimiz olmasıdır. TCDD koordinatörlüğünde Şirketimiz Ar-Ge ve Tasarım Şubelerinden çok sayıda teknik personel proje üzerinde çalışmaktadır.

Türk demiryolu sanayisinin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? Yerli firmaların çalışmaları sizce yeterli mi? Teknolojik alt yapı ve Ar-Geye çalışmaları açısından ülkemiz ne durumda? Siz bu alanda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Dünyada son yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler çerçevesinde Avrupa ile Doğu Asya ülkeleri arasında ülkemizi de içine alan yeni ulaşım koridorları oluşturulmaktadır. Bu ulaştırma koridorları belirlenirken, ülkemizin coğrafi konumunun yanında son on bir yılda yakalanan siyasi ve ekonomik istikrarının ve buna bağlı olarak ortaya konulan büyük ulaştırma projelerinin de etkisi vardır. Örneklendirmek gerekirse, Marmaray Tüp Geçit Projesi ve bununla bütünlük arz eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi bu koridorların önemli birer ayağıdır. “Demir İpekyolu Projesi” olarak da adlandırılan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı ve Marmaray tamamen bitirildiğinde bu hat üzerinden Avrupadan Çine, demiryoluyla kesintisiz yük taşınması mümkün olacaktır. Böylece Avrupa ile Orta Asya arasındaki yük taşımalarının tamamının demiryoluna kaydırılması planlanmaktadır. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu ve bu projeleri destekleyen diğer demiryolu projelerinin hizmete girdiğinde, Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya orta vadede yıllık 3 milyon ton yük taşınması hedeflenmekte, 2034 yılına gelindiğinde ise 16 milyon 500 bin ton yük ile 1 milyon 500 bin yolcu taşınması hedeflenmektedir. Türkiyenin uzun vadede bu tip projeler sayesinde taşımacılıktan milyarlarca dolar taşıma geliri elde edebileceği düşünüldüğünde, dünya üzerinde önümüzdeki dönemlerde Türk firmaları taşımacılıkta daha etkin rol alacak ve pazarda çok ciddi bir yük vagonu ihtiyacı doğacaktır. Bunun yanında kullanılan demiryolu araçlarının bakım ve onarımları ile bu araçlara ait alt bileşenlerin üretilmesi noktasında da ciddi bir pazar oluşacaktır.

Ülkemiz açısından gelecek değerlendirildiğinde; 2023 hedefleri arasında yer alan, “demiryolu yük taşımacılığının toplam taşımacılıktaki payını yüzde 15e çıkarmak” hedefi değerlendirildiğinde, bu noktaya gelebilmek için 40 binin üzerindeki yeni yük vagonuna ihtiyaç bulunmaktadır. Bu vagonların TÜDEMSAŞ ve diğer kamu kuruluşlarının karşılaması mümkün görünmemektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için özel sektöre ait irili ufaklı çok sayıda firmayı da içine alan güçlü bir demiryolu sanayi ve yan sanayisinin ihtiyaç vardır.

Türkiye`nin 2023 yılına kadar demiryolu sektörüne 45 milyar dolar yatırım yapacağı ve dünyada 2020 yılına kadar 1 trilyon dolarlık bir pazar olduğu dikkate alındığında ülkemizin bu pazarda sadece tüketici olarak yer almaması gerekir. TCDD, TÜDEMSAŞ, TÜLOMSAŞ ve TÜVASAŞ gibi kamu kurumlarının, demiryolu sanayisini anlamında sektöre kattığı bilgi birikimi ve tecrübe oldukça önemlidir. Ancak 2023 vizyonunda yer alan hedefler düşünüldüğünde, küresel demiryolu sektöründe ülkemizin etkin bir şekilde rol alabilmesi için özel sektörün bir an önce işin içine katılması gerekmektedir.

Kamuya göre daha esnek ve dinamik yapıları sayesinde özel sektör kuruluşları gelecekte yaşanabilecek gelişmelere göre erkenden pozisyon alabilmektedir. Bu kuruluşlar teşvik edilerek teknik alt yapılarını geliştirmeleri, sertifikasyon eksikliklerini bir an önce tamamlamaları ve sektörün farklılaşan ihtiyaçlarını karşılamaya dönük Ar-Ge çalışmaları yapmalarının önü açılmalıdır.

Şirketimizi teknolojik alt yapı ve Ar-Ge çalışmaları açısından değerlendirdiğimizde;

Şirketimiz; işçilik giderlerinin azaltılması ve sektörün artan taleplerini karşılamak amacıyla emek yoğun üretimden, teknoloji esaslı üretime geçmiş olup fiziki altyapımızla ilgili iyileştirme çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Bunun en güzel örneği üretim hattımızda faal olarak kullandığımız Robotlu Boji Kaynak Ünitesi ve vagon onarım hattında kullanmaya başlayacağımız şu an deneme ve test çalışmaları devam eden Robotlu Vagon Kumlama Tesisi’dir. Ayrıca şirketimiz bünyesinde bulunan fabrikalar sektörün gerektirdiği her türlü teknolojik donanıma sahip olup (modern boyama tesisleri, yatay işleme merkezleri, cnc torna tezgahlar, CNC tekerlek tornaları vb.) sahasında ülkemizin en donanımlı ve en büyük şirketlerinden biri konumundadır.

Ayrıca Avrupa Birliği ve çeşitli uluslararası örgütlerin istediği (OTIF, UIC, EN vb.) teknik kriterleri sağlamaya dönük sertifikasyon (TSI, ECM vb.) çalışmalarımızda devam etmektedir.

Ülkemizin 2023 vizyonu çerçevesinde sektörel gelişmeler takip ederek, gelecekte ihtiyaç duyulabileceği düşündüğümüz beş adet vagon tipi [Sggmrss (Konteyner), Zas (Petrol 95 m3), Talns (Cevher), Habillnss (Paletli Yük) ve Tır Dorsesi Taşıma Vagonu] belirlenmiş olup bu vagon tipleri üzerinden Ar-Ge çalışmaları başlatılmıştır.

Bëhu i pari që komenton

lini një përgjigje

Adresa juaj e emailit nuk do të publikohet.


*