Emri i udhëtimit të shpejtë dhe të dhimbshëm është Metrobus

Hızlı ve çileli yolculuğun adı, Metrobüs : Saatlerce trafikte kalmak istemeyenlerin tercih ettiği metrobüs, İstanbul’un bir ucundan öbür ucuna 85 dakika gibi rekor bir süreyle ulaşıyor. Duraklarda ve araç içinde yaşanan izdiham sebebiyle çekilmez hale gelen metrobüse binip Beylikdüzü’nden Söğütlüçeşme’ye kadar yaptığımız yolculukla ‘Metrobüs’ün Altın Kuralları’nı sizin için derledik.

İstanbul’da sürekli artan nüfusa bağlı olarak yoğunlaşan araç trafiği ulaşımı en büyük sorun haline getiriyor. Daha çok çalışanların ve öğrencilerin tercih ettiği metrobüs, hızlı olmasına rağmen bir dizi çileyi de beraberinde taşıyor. Büyüklere saygının adının anılmadığı, centilmenliğin rafa kaldırıldığı, hamile-çocuk-yaşlı ayrımı yapılmaksızın toplumsal eşitliğin (!) sağlandığı metrobüsün çilesine, ‘bir göz atalım’ dedik.

Binerken, öncelikle metrobüs üst geçitten itibaren başlayan kuyruğa girmeniz gerekiyor. Turnikeyi geçtikten sonra durağın kalabalığı içinde yer bulma yarışı başlıyor. Metrobüste sıranın önünde olmak binmenize yeterli olmayabilir. Kapının nereye denk geleceğini iyi hesaplamalı ve duraktaki yerinizi buna göre ayarlamalısınız. Birkaç santimlik yanlış hesap sizi binmekten alıkoyabilir. Hızlı ve çevik olmalısınız. Durağa gelen 6. araca ancak binebildiğinden dert yanmadan, bir sonraki metrobüsün daha boş olabileceği ihtimalini aklınızdan çıkarmalısınız.

Seyahat halinde, metrobüse adım attınız diye rahat bir nefes alacağınızı sanmayın. Çünkü ilk olarak oksijeni az ortamda nefes almaya alışmanız gerekiyor. Şoförün durduğu her durakta söylenmeler başlıyor. ‘Artık kimse sığmaz’ dediğiniz araca bir sonraki durakta birkaç kişi daha biniyor. Önceki durakta söylenmelere aldırış etmeden binen yolcular bir sonraki durakta söylenenler arasındaki yerini alıyor. Binerken aldırış etmeyin, içeride söylenmeyin, sadece ilerleyin. Oturacak yer bulmak, çölde vaha bulmak kadar imkansız. Boş hayallere kapılmayın ve oturanlara atmaca gibi bakmaktan vazgeçin. Tutunacak yer bulabiliyorsanız kendinizi günün talihlilerinden sayabilirsiniz. Şayet o da yoksa ‘Tutunacak tek bir dalım kalmadı’ nevinden arabesk durumlara girmeyin, hiçbir yerden tutunmasanız bile o izdiham içinde düşmeniz zaten imkansız.

İnerken ise dikkat etmeniz gereken tek kural var, ineceğiniz durağa gelmeden 2-3 durak önce kapılara doğru yönelmeye başlayın ve inin.

Her gün yüz binlerce yolcuyu taşıyan metrobüste yaşanan bazı ilginç manzaralar ise şöyle:

Bir kadın kucağında bebeğiyle metrobüse biniyor. Tam 7 durak bebeğiyle birlikte ayakta bekleyen yolcu 8. durakta ancak yer bulabiliyor. Metrobüse binişlerde ortaya çıkan görüntülerin korkunç olduğunu söyleyen Leyla T., “Binerken de içinde de insanlar insanlıktan çıkıyor. Omuz atıyorlar, itekliyorlar. Metrobüs manzaraları çok vahim.” diyor.

“Trafik yok, bir şey yok rahat rahat sürüyorsunuz, Bomboş yol, bassana biraz kardeşim. Yerin rahat geniş geniş gidiyorsun, her durakta yolcu alırsın tabii.” gibi sözlerle muhatap olan şoförler de yaşananlara isyan ediyor. Bir metrobüs şoförü, “Vitesin üzerinde giden yolcu var. Bizi burada rahat sanıyorlar. İnanın ki biz de zorlanıyoruz.” ifadelerini kullanıyor. Yer yer komik bazen acıklı tüm bu olumsuzluklarına ve zorluklarına rağmen İstanbul koşullarında trafiğe takılmadan hızlı ulaşım sağlayan metrobüs, vatandaşlar için vazgeçilmez bir ulaşım aracı.

Bëhu i pari që komenton

lini një përgjigje

Adresa juaj e emailit nuk do të publikohet.


*