Stacioni i Bejrutit të Hekurudhës Hejaz

Hicaz Demiryolu’nun Beyrut durağı : Lübnan’da demiryollarının tarihini konu alan konferans ve sergi düzenlendi. İstasyonlarının bugünkü durumunun ele alındığı etkinlikte Hicaz Demiryolunun Beyrut Durağı adlı sergi büyük ilgi gördü

Lübnan’ın tarihi demiryolu ağı ve trenleri; Beyrut Yunus Emre Enstitüsü’nde düzenlenen bir etkinlikle gündeme geldi. Tren istasyonlarından vagonlara, raylardan güzergâh haritalarına, Osmanlı döneminden kalan tarih, geniş bir yelpazede gözler önüne serildi.

Proje kapsamında ilk olarak; ”Lübnan’da Demiryollarının İnşası ve tarihi seyri” isimli bir konferans düzenlendi. Lübnan’daki Osmanlı tarihi üzerine araştırmalarda bulunan Dr. Kassab, ülkedeki demiryolu tarihiyle ilgili yanlış bilinen noktaları ortaya koydu.

Etkinliğin ikinci ayağındaysa “Hicaz Demiryolunun Beyrut Durağı” sergisi açıldı. Sergide Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes’in kendisinin çekip, grafik tasarımını yaptığı fotoğraflar da katılımcıların beğenisine sunuldu. Büyükelçi Erciyes, Lübnan’daki Osmanlı yadigarı eserlerin korunmasının önemine değindiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bu mirasın korunması çok önemli. Lübnan’daki Osmanlı mirasının korunması çok önemli. Maalesef bu istasyonlar, eski tren istasyonları hepsi kötü durumda. Biz bunların iyileştirilmesi içinde Lübnan hükümeti nezdinde gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Bunlar sadece bizim değil, özellikle Lübnan’ın kültür mirası. Bu mirasın korunması gerekiyor. İleride Lübnan’ın turizmine önemli bir katkı sağlayabilir.”
İSTASYON VE TRENLER TERK EDİLMİŞ DURUMDA

400 yılı aşkın süre Osmanlı hâkimiyetinde kalan Lübnan’da, tarihi eser ve yapıtlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hicaz Demiryolunun da bir parçası olan Lübnan demiryolu ağı ve trenleri de çürümeye terk edilmiş durumda. Beyrut Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Cengiz Eroğlu konu hakkında şu sözleri sarf etti:

“Maalesef çok kötü durum. Fotoğraflardan da görüleceği üzere anlatılması bile zor bir vaziyette şuanda. Tamamen ihmal edilmiş. Özellikle iç savaşın getirdiği tahribatlardan da nasibini almış. Mutlaka en kısa zamanda ele alınmaları lazım, aksi takdirde yok olup gider bu istasyonlar.”

Lübnan’daki demiryolu tarihini gözler önüne seren ve Osmanlı dönemine ışık tutan sergi, hafta sonuna kadar Beyrut Yunus Emre Enstitüsü’nde açık kalacak.

EN YÜKSEK RAKIMLI TREN İSTASYONU

Ağaçların ortasında, harabe görüntüsüyle dikkat çeken bina eskiden bir tren istasyonuydu. Şuyit – Aaraya tren istasyonu adını taşıyan bu yer; Osmanlı devletinin Şam – Beyrut demiryolu üzerinde yaptırdığı duraklardan birisiydi. Yapıldığı dönemde buharlı trenlerin geçtiği raylar artık kayboldu, yolcu binasının yarısı da yıkıldı.

Beyrut’un yirmi kilometre dışındaki Şuyit-Aaraya tren istasyonu bin sekiz yüz doksan yılında hizmete girdi ve Lübnan iç savaşının başladığı bin dokuz yüz yetmiş beş yılına kadar Beyrut- Şam tren yolu üzerinde önemli bir durak görevi gördü. Osmanlı Devleti’nin yaptırdığı ve Lübnan dağında bulunan bu durak döneminde dünyanın en yüksek rakımlı tren istasyonuydu. Şimdi ise harabeye dönmüş ve kaderine terk edilmiş durumda.

Lübnan dağının yamacında bulunan istasyon yapıldığı yıllarda, stratejik konumu ile oldukça önemliydi. Sahil kenti Beyrut’tan kalkan trenler, bu dağı aşarak Şam’a yolcu ve mal taşıyorlardı.

Ancak, tren yolu ağında bir zamanlar dünya ülkelerinin ilk sıralarında yer alan Lübnan, iç savaşın ardından tren ağını durdurmak zorunda kaldı. Lübnan’daki diğer tüm tren yolu ağı gibi, Şuyit – Aaraya tren istasyonu da kaderine terk edildi.
VAGONLAR ÇÜRÜDÜ, BİNALAR YAĞMALANDI

İç savaşın bitmesinin ardından tren yollarını tekrar aktif hale getirmek için ülkede bazı çalışmalar yapıldı, ancak siyasi anlaşmazlık yüzünden olumlu bir sonuca ulaşılamadı. Raylar kayboldu, vagonlar çürüdü, binalar yağmalandı.

Aktivist Elias Malouf ülkenin tren yolu ağları hakkında şu ifadeleri kullandı: “Lübnan, dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında tren yolu ağlarında öncü bir ülkeydi. Örneğin bizim bulunduğumuz araya tren istasyonu ilk açıldığında 20 yıl boyunca dünyadaki en yüksek eğime sahipti. Beyrut – Şam demiryolu ilk yapıldığında ağı dünya eşi olmayan özellikleri sahipti. Hatta daha sonra yapılan Hicaz Demiryolu’nda da bu özellikler uygulandı. Ayrıca tren ve vagonlar da özel olarak üretiliyordu. Gelişmişlik düzeyi bakımından başka bir yerde göremeyecek özellikleri vardı.”

Osmanlı devletinin yaptırdığı trenyolu ve ulaşım imkânları hem Lübnan’da hem de bölgede ulaşımı kolaylaştırırken, ticareti de canlandırdı. Tren yolunun o dönemde Lübnan’a getirdiklerini Elias Malouf şu sözlerle ifade etti:

“Osmanlılar özellikle 1860’dan Birinci Dünya Savaşı’na kadar bir başarı hikâyesi yazmayı başardılar diyebilirim. Bu dönemde Lübnan’da havayolları, karayolları, tren yolları ve tramvayları görmeye başladık. Bunda Osmanlılar’ın yerel ve uluslararası şirketlerle işbirliği yaparak açılması etkili oldu. Sadece İstanbul’dan gelecek paraya bağlı olmaktansa yeni fikirler üretmek işleri kolaylaştırdı.”

İlk yapıldığında büyük bir modernleşme hamlesi olarak görülen istasyonların ülkede ki son durumu böyle. Şuanda Lübnan’da tek bir tren bile çalışmıyor. Şuyit-Araya istasyonu da eski günlerine kavuşmak için destek bekliyor.

Bëhu i pari që komenton

lini një përgjigje

Adresa juaj e emailit nuk do të publikohet.


*