Stacioni i Trenit Haydarpasa

Stacioni i Trenit Haydarpasa
shqiponja-Kadıköy metrosu açıldığından beri Asya ile Avrupa arasında Şehir Hatları gemilerini tercih ediyorum.
Köprü trafiğinden kurtulduğum gibi, benzine verdiğim para yarı yarıya azaldı. Böylece ülke ekonomisine de katkı sağlıyorum.
Kozyatağı’nda metroya biniyorum, Kadıköy İskelesi’nin hemen önünde iniyorum. Metroyla iskele arası 20 metre filan… Kadıköy-Karaköy arası gemi yolculuğunda, yaşamanın ne kadar güzel olduğunu hissediyorum. En büyük keyif de güvertede oturup çay içmek…
Ve Haydarpaşa Garı’na bakıp, derin derin düşünmek. Bana Osmanlı’yı, padişahları, dünya savaşlarını anımsatıyor. Son aylarda adeta şehir efsane oldu. Türkiye Komünist Partisi bile önünde gösteri yapıyor. Tarihi garın eskisi gibi çalışmasını istediler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş son basın toplantısında her şeyi açıkça söyledi. “Hızlı tren devreye girince, Haydarpaşa gar fonksiyonunu kaybedecek. Çünkü tren denizin altından Marmaray hattıyla karşıya geçip, Halkalı’da duracak. Banliyo trenleri de mevcut metro, metrobüs hatlarına uygun düzenlenecek. Tarihi gar binasında ise her türlü kültür ve turizm işletmeleri yer alacak” dedi.
Gar kaynayan kazan gibi
Halk bunu Haydarpaşa Garı da AVM olacak şeklinde yorumladı. Bazı kişiler de Çırağan Palas gibi otel olacağını iddia ediyor. Şu sıralar Haydarpaşa Garı ‘ndan Pendik’e kadar giden trenler çalışıyor. Kısaca Haydarpaşa Garı kaynayan kazan gibi. Geçen akşam dönüşümde sanki beni çekti. Bakarsın yarın öbür gün çevresi çevrilir yakınına bile gidemem. Şu son haliyle bir nostalji yapayım dedim. Lise, üniversite yıllarımı hatırlamak için… Ama bazı gazetelerin yıkılmaya hazırlanan bina gibi gösterdiği Haydarpaşa Garı’nı görünce, inanın çok sevindim. Çünkü her yer pırıl pırıl, çok bakımlıydı. Gar içindeki o eski lokantada oturdum, trene yetişmek için koşan insanları izledim. Benim de en büyük zevkim bu. Aynı şeyi Milano, Paris, Londra ve Berlin’de de yapıyorum. Garlar 24 saat yaşar, oraya gelen insanların psikolojisi de farklı olur. İnsanları ve çevreyi izlerken TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın sık sık kulaklarını çınlattım. Pek çok kişinin saçma sapan fikir yürüttüğü günlerde, Haydarpaşa Garı’nın bu duruşu çok hoşuma gitti.
Hatta Malatya gar müdürünün oğlu bile keyfimi kaçıramadı. Babası yıllar önce Malatya’ya tayin olmuş, bu delikanlı Haydarpaşa Garı’nda denize nazır lojmanda yaşamaya devam ediyormuş. Bana ne, ne yaparsa yapsın, isterse lojmanı satsın. Bu benim değil TCDD’nin sorunu. Ama ikinci kattaki lojman camından attığı su trajikomik bir olay. Az kaldı başımdan aşağı boşalacaktı. Tanımam etmem bana vurdu Milli Piyango. Hemen sordum soruşturdum, kim olduğunu öğrendim. TCDD için büyük ayıp… Şehir efsanesi olmuş yaptıkları. İnsan böyle olayları ve kişileri görünce Haydarpaşa’nın otel olmasını istiyor. Sıkıysa özel sektörde bir müdürün oğlu bunları yapsın.
Ancak bana göre TCDD ve Genel Müdürü Karaman, tarihi garı sonuna kadar sahiplenecek. Hızlı tren olmasa da yavaş trenleri günde bir kez olsa tarihi gara getirecek. Biliyorsunuz Sultan 2. Abdülhamid’in en büyük ideali, Haydarpaşa garı ‘ndan kalkan trenin önce Bağdat’a sonra Medine’ye gitmesiydi. Bu yüzden zamanının koşullarını zorlamış 2. Abdülhamid… Haydarpaşa Garı ‘nın kazıklar üzerine kurulu temeli, mühendislik harikasıdır…

Kaynak : magazin.bugun.com.tr

Bëhu i pari që komenton

lini një përgjigje

Adresa juaj e emailit nuk do të publikohet.


*